27 Ekim 2011 Perşembe

ŞAİR

                                              ŞAİR
                Şair; bir milletin yetiştirdiği  en zarif, en nazik, en güzide insandır.Şair; hoşgörülü tavizsiz kişi.Şair hayata ,insana,dünyaya ve evrene herkesten farklı bir açı ile bakan, eserleriyle milletini coşturan kahraman.
            


               Şair,şiir,şuur bunlar hep aynı kökten gelen kelimelerdir.Şair, diğer insanlardan birkaç misli daha şuurlu insandır çünkü en az kelime ile en etkili anlatımı yakalama gayreti içindedir.(Bilinenlerden bilinmeyenleri çıkarabilme yeteneği olan şuur;yalnız insana mahsustur ve “bilinç”ten farklıdır.Bilinç, hayvanda bile vardır onun için “bilinçli insan” sözü  yanlıştır.) Şair;  ince, nazik ve kırılgan bir ruhsal yapıya sahiptir.Diğer insanlardan çok farklıdır.Hayata, tüm dünyaya ve hatta evrene dahi çok farklı bir açıdan bakar. Bunun için çok bilgili, ilim ve irfan sahibi olması gerekir ki olayların gerçek sebep ve sonuçlarını yakalayabilsin.İşte bunun için diyebilirim ki bütün şairler felsefe okumalı, felsefe ile uğraşmalarını öneriyorum.Örneğin Necip Fazıl aynı zamanda bir felsefecidir.

                Şair; bilgili,yüksek ahlaki değerlere sahip,dolu dizgin, şiir gibi yaşamalı ki şiir yazabilsin.İnanın ki şiir gibi (ölçülü) bir yaşamınız varsa Allah;şiir gibi konuşabilme ve yazabilmeyi de istemeden veriyor ayrıca şair; coşkulu,heyecanlı ve/veya duygu yüklü bir hayat yaşar,kendi coşkulu ve duygu yüklü olduğu için eserleriyle okuyucusunu coşturur ve/veya duygu yüküne boğar.Örneğin Çanakkale Destanı,Sakarya Türküsü,Sessiz Gemi
adlı eserlerde  müthiş bir coşku ve heyecan, yoğun bir duygu seli vardır.Kendisi coşkulu yaşamayan an bir şair; coşkulu bir eser yazamaz.Tıpkı mutsuz bir insanın  kimseye mutluluk veremeyeceği gibi, kendinde olmayan bir şeyi, mutsuz bir insan size nasıl verebilir?Keza borç para istediğimiz kişi de kendinde para varsa verebilir. İşte bir şair de çağlayanlar gibi coşmazsa,  coşturamaz. İşte böyle coşkulu yazılmış büyük şairlerin şiirleri; dillerde dolaşan, popüler şiirlerden olmuştur.Bir de sahibinin dahi ezberlemediği şiirler(!) vardır.Şair, çıkmış ekranda şiirini, mektup gibi kağıttan okuyor.
Peki sahibinin bile ezberleyemediği bir şiir, ne kadar popüler olabilir ki?Böyle şiirlerin ömrü çok kısa olur.
               
              Şair;bu makama birilerinin selamıyla değil, beyin gücü,sanat ve marifetle oturmuş olmalı ki yazdığı şiirler;geniş kitlelere hitap edebilmeli ve yıllara meydan okuyarak ayakta kalabilmeli.

                   
     
                                                                                        Alaaddin KULA






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder