10 Kasım 2011 Perşembe

BAYRAM NEDİR?

                                              BAYRAM  NEDİR?
               
                  Bayram; sevinç, neşe, mutluluk demektir. Bayram; coşku ve zafer demektir.Ya o gün ya da geçmişte o güne denk gelen bir tarihte  kazanılmış bir zafer vardır.İşte bayramlarda coşkuyla bu zaferi  kutlarız.
 
                  Bayramlar, toplumun kaynaşmasında önemli rol oynar. Milli bayramlarda; tarihte kazanılmış, ortak zaferler  kutlanır  ve  toplumun ortak tarihi değerlere sahip çıkması sağlanarak şanlı tarihimiz de böylece yeni nesillere aktarılmış olur. Dini bayramlar ise kazanılmış manevi  zaferlerin  ürünüdür. Nefsimize karşı kazandığımız zaferi ramazan bayramı olarak kutlarız. Ağır, peygamberlik imtihanından zaferle çıkan Hz. İbrahim ve Hz İsmail peygamberin zaferini de kurban bayramı olarak kutlarız. Ayrıca dini bayramlarda küsüler barışır; akraba ziyaretleri çoğalır; eş-dostlar, buluşur buluşamayanlar mesajlaşır böylece toplumsal kaynaşma sağlanır. Milli bayramlarda da tarih ve ülkü bağları  tekrar  tekrar  kuvvetlenir, toplumda birlik ve beraberlik sağlanır. Geçmişte kazanılmış ortak zaferler bayrama dönüşerek böylece toplum için mutlu bir geleceğe ışık  tutar.

               İster milli ister dini olsun bayramların bir sebebi olmalıdır. Sebepsiz bayram olmaz. Sebepsiz bayram ancak deliye yakışır.”Deliye her gün bayram.” sözü de zaten bunu kasteder yani delinin bayram yapması için bir sebebe ihtiyaç yoktur. Akıllının senede bir  yaptığı  bayramlar bu yüzden delininkinden üstündür ve akıllının bayramı neşe, heyecan ve coşku doludur.”Deliye her gün bayram.” Sözünü, kutladığımız bayramları küçümsemek için kullanan bilgisiz, cahil insanların kulakları çınlasın. Ulus devletlerde milli ve dini bayramlar, din ve milliyet ayrımı yapılmaksızın ortak bayram olarak kutlanır böylece toplumda ulusal kaynaşma sağlanır zaten sosyal devlet olma ilkesinin gereği de budur.
               Zafer ve bu zaferden doğan bayramlar iyi kullanılırsa yeni zaferler için,toplumda kaynaşma için, neşe ve mutluluk için iyi bir sebep oluştururlar ama tıpkı Romalılarda olduğu gibi zafer ve bayramları zafer sarhoşluğu içinde kullanırsak o zaman onlardan, faydayı bırakın zarar bile görebiliriz(örneğin bizlerde de kazanılmış ulusal maçlar sonrasında magandaların silahlı kutlamalarına “zafer sarhoşluğu” da diyemeyiz; ben, bunlara söyleyecek söz bulamıyorum.) Efendim; Roma İmparatorluğunun ömrü uzun olmuş ve  o kadar çok savaş ve zafer kazanmışlar ki,çok fazla ve zafer sarhoşluğuna düşerek bu zaferlerin hepsini bayram ilan etmişler işte o zaman da tatil günleri, çalışma günlerinin bilmem kaç katı olmuş işte roma imparatorluğunun  çöküş ve yok olma nedenlerinden biri de bu olmuş.
 
              Çalışkan milletlerin, bayrama herkesten daha çok hakkı vardır zaten tembel milletlerin zaferi olmaz ki bayramı da olsun. Bayramları zafer sarhoşluğu içinde kullanmamalıyız. Akıllılar,düşünmesini bilenler için, şair Necip Fazıl
      “Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
        Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!..” diyerek tabutu tahta ata benzeterek ölümü bile bayrama benzetmektedir. Bayram; zafer, heyecan ve coşku demektir, kullanmasını bilenler için yeni zaferler ve mutlu yarınlar demektir.

                                                                                                 Alaaddin KULA

8 Kasım 2011 Salı

NİÇİN ŞİİR ?

                                        NİÇİN ŞİİR?

 1)-NİÇİN ŞİİR?
   Başka türlü anlatımlar imkansız ve/veya yetersizdir de onun için. Buna rağmen şiiri başka türlü anlatımlara(mesela bir mektuba) benzetmek isteyenlerin kulakları çınlasın.
       2)-NİÇİN ŞİİR?
         Şiir, güzeldir;şiir güzelliktir.
 3)-NİÇİN ŞİİR?
   Güzeli,güzelliği yakalamak için.    
 4)-NİÇİN ŞİİR?
    Şiir, söylenmiş sözlerin en latifidir.
 5)-NİÇİN ŞİİR?
    Şiir, en etkili anlatım şeklidir.
 6)-NİÇİN ŞİİR?
    Şiir, en coşkulu anlatım şeklidir.
 7)-NİÇİN ŞİİR?
    Şiir, en duygulu anlatım şeklidir.İnsanı duygu yüküne boğar.
 8)-NİÇİN ŞİİR?
     Şiir, letafettir.
 9)-NİÇİN ŞİİR?
     Şiir, en heyecanlı anlatım şeklidir.
 10)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir, en ahenkli  anlatımdır.
 11)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir, en kısa anlatım şeklidir.
 12)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir;büyülü,tılsımlı kelimelerdir.
 13)-NİÇİN ŞİİR?
       Şiir,bir dilin sazsız,notasız musiki dili;musikisidir.
 14)-NİÇİN ŞİİR?
        Şiir, ölçüdür.Bu yüzden pek çok şeyi ona benzetmek isteriz.(şiir gibi yaşamak,konuşmak, oynamak gibi.)
 15)-NİÇİN ŞİİR?
         Şiir, duygularımızın terbiyecisidir.
 16)-NİÇİN ŞİİR?
         Şiir, kalpleri yıkıcı duygulardan arındırır.
 17)-NİÇİN ŞİİR?
        Şiir, ruhlar için, hiçbir yan etkisi olmayan doğal ilaçtır.
 18)-NİÇİN ŞİİR?
        Şiir, mutluluk kaynağıdır.
 19)-NİÇİN ŞİİR?
         Şiir, doğru ve hakikat için etkili bir telkin metodudur.Bilim ise doğruyu,hakikati tebliğ eder. Bilim akıl süzgecinden geçer; şiir ise direkt kalbimize, gönlümüze hitap eder.
 20)- NİÇİN ŞİİR?
         İnsanın kanını coşturur.
21)-NİÇİN ŞİİR?
          İnsanın tüylerini diken diken yapar.
22)-NİÇİN ŞİİR?
           Şiir, edebi bir gelenektir.
      23)-NİÇİN ŞİİR?
           Şiir, edebi bir anlatım sanatıdır.
24)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir, duygularımızın tercümanıdır.
25)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir, kendimiz içindir.
26)-NİÇİN ŞİİR?
     Şiir,  toplum içindir.
27)-NİÇİN ŞİİR?
      Şiir, nesilden nesle kültür aktarımı içindir.
28)-NİÇİN ŞİİR?
      Hayat dersleri vermek için(fabllarda olduğu gibi.)
29)-NİÇİN ŞİİR?
       Topluma (özellikle gençlik ve çocuklara) MİLLİ DEĞERLERİ(vatan, millet,bayrak gibi)   anlatmak, aşılamak için.
30)-NİÇİN ŞİİR?
        Topluma (özellikle çocuklara ve gençliğe) AHLAKİ DEĞERLERİ anlatmak, aşılamak için.
31)-NİÇİN ŞİİR?
        Topluma (özellikle çocuklara ve gençliğe) ŞEFKAT, MERHAMET, KENDİNİ ADAMA gibi yüksek insani değerleri  anlatmak, aşılamak için.
32)-NİÇİN ŞİİR?
       Her türlü kutsal (din, iman, Allah, Kitap, anne, baba, evlat, akraba sevgisi gibi) değerleri anlatmak ve aşılamak için.     
33)-NİÇİN ŞİİR?
        Aşk edebiyatının başköşesidir.
34)-NİÇİN ŞİİR?
       Aşıkları kalbinden vuran, aşıkların en değerli silahıdır.   

         Yazdığımız şiir; bu kriterleri barındırdığı ölçüde şiirdir. Bu kriterlerden uzaklaştığı ölçüde şiirin, hem genel kabul görme özelliği azalır hem de  ömrü kısa olur. Şiir hakkındaki diğer yorumlarımı, Google’da “şiir sohbetleri” köşesinde  bulabilirsiniz.






ŞİİRİN ETKİSİ

                                     ŞİİRİN ETKİSİ

                Şiir, duygularımıza direkt etki edebilen en kuvvetli araçlardan birisidir. Şiir, duygularımızı güzelleştirir. Duyguları şiirle terbiye olmuş insanların kalbinde de zerre kadar kötülük olmaz.

                Kibarlığımızı da kabalığımızı da davranışlarımız oluşturur. Davranışlarımızı ise düşünce ve duygularımız oluşturur. Sıralarsak: duygu, düşünce, davranış şeklinde olur yani duygularımız, düşüncelerimizi; düşüncelerimiz ise davranışlarımızı oluşturur. Kin ve nefret gibi yıkıcı duygular;yıkıcı düşünceleri, yıkıcı düşünceler ise kavga ve  düşmanlık gibi kötü davranışları doğurur. Şu halde davranışlarımızı düzeltmeye, duygularımızdan başlayabiliriz. Duygularımıza direkt etki edebilen en kuvvetli araçlardan birisi de şiirdir.Şiir severlerin duygu yüklü insanlar olmasının  başlıca sebeplerinden biri de budur. Şu halde duygularımızın terbiyesine şiirle başlayabiliriz.  Şüphesiz duygularımızı terbiye edebilen başka araçlar da vardır( musiki,sanat,spor vs) ama şiirin yeri müstesnadır.
                   Şiir severlerin hayatının tüm kesitleri şiir gibi ölçülüdür. Televizyon ekranlarında bize şiirle bir mektubu, bir masalı karıştırarak sunanların kulakları çınlasın onlar şiiri yozlaştırarak kendilerine özel bir menfaat elde etmeye çalışıyorlar ama edebiyatımızdaki şaheser şiirler onların karşısına dikilerek sessizce bir mesaj vermektedir. Kaliteli şiirler, duygularımızı terbiye ederken şiirin olumlu yankıları da ruhumuzda uzun süre devam eder.Musiki de duygularımızın terbiyesinde çok etkili güzel bir araçtır ancak onun sözleri de, bestesinden önce bir şiirdir.Dikkat edelim, güftesi güzel olan şarkı ve türkülerin etkisi daha tesirli olmaktadır.Şiir zaten bir dilin sazsız, notasız musiki dilidir, musikisidir.

                    Bilim, doğruyu, hakikati bularak insana tebliğ eder ; şiir ise telkin eder. Bilim, akıl süzgecinden sonra kabul görür; şiir ise duygularımızın kaynağı olan kalbimize direkt etki eder bizi ya coşturur veya duygu yüküne boğar. Her iki halde de kalbimiz yumuşacık olur, sertleşmez.Yumuşak kalpli insanın  duyguları ise kabarıktır gülmeye de ağlamaya da çok yakındır ama bazı insanlar duygularını öldürmüş olmalılar ki seyrettiği yüzlerce habere karşı ne ağlayabilir ne gülebilir. Bu tür insanlarla mutlu bir toplum oluşturamazsınız. Şiirin ve müziğin duygularımız üzerindeki olumlu etkileri inkar edilemez. Batı, ruh hastalarını dayakla terbiye ediyorken Müslümanlar ruh hastalarına musiki tedavisi uyguluyorlardı.Unutmayalım ki musikinin de güftesi bir şiirdir.Güftesi, alelade olan bir müzik ile güftesi ağır ve manalı olan şarkı ve türkülerin etkileri farklıdır. Birisi yalnız bestesi ile bizi etkilerken diğeri hem bestesi hem güftesi ile bize tesir eder.

                   Mutlu bir toplum; mutlu fertlerden oluşur. Şiir ise duygularımıza direkt etki edebilen iyi bir mutluluk aracıdır. Mutluluğumuza katkı oranı  kişiden kişiye değişebilir ama mutluluğumuza katkısı yüzde bir bile olsa  şiir; hiçbir yan etkisi olmayan doğal bir ilaçtır.Bunun gibi on tane doğal ilaç bulabilirseniz mutluluk için ihtiyacınız olan seretonin hormonunu psikotrop ilaçlarda aramak zorunda kalmazsınız yoksa mutlu olabilmek için psikiyatrların  yazdığı pek çok yan etkisi olan ilaçlara muhtaç kalabilirsiniz. Şiir; hem duygularımızı terbiye eder  hem de mutluluk kaynağı, doğal bir ilaçtır.

                                                                                  Alaaddin KULA

7 Kasım 2011 Pazartesi

EŞSİZ 'E EL CEVAP

                                                            VEZN-İ   AHER

                           Sanma şahım      herkesi sen        sadıkane        yar olur.
                           Herkesi sen         yar mı sandın    belki ol          ağyar olur.
                           Sadıkane             belki ol               alemde bir    serdar olur.
                           Yar olur              ağyar olur          serdar olur   dildar olur.

                                                                                  Yavuz Sultan Selim Han

 




EL CEVAP: Bu şiir, 4 mısra ve  4 sütundur.1. mısra 1.sütunla aynıdır.2. mısra 2. sütunla; 3. mısra 3. sütunla ve 4. mısra da 4. sütunla aynıdır.

ÖRNEK: 1. MISRA; Sanma şahım      herkesi sen       sadıkane      yar olur.
 1. SÜTUN; ; Sanma şahım      herkesi sen       sadıkane      yar olur.
2. MISRA= 2. SÜTUN
3. MISRA= 3.SÜTUN
4. MISRA= 4. SÜTUN

             İşte bu özelliği nedeniyle bu şiir Türk ve Dünya Edebiyatında eşsizdir, tektir.
Bu şiirin benzeri en ünlü şairler tarafından bile yazılamamıştır.

2 Kasım 2011 Çarşamba

ŞİİRİN BÜYÜSÜ

                                       ŞİİRİN BÜYÜSÜ

                       Şiir; büyülü kelimelerin oluşturduğu ahenktir.Şiir; bu ahengi, şairin özenle seçtiği kelimelerden alır.Bu ahenginden dolayı, şiir; kendini oluşturan kelimelerin üstünde bir şeydir.Hidrojen ve oksijenden oluştuğu halde su; ne hidrojen ne de oksijendir su ikisinden de farklı bir şeydir.İşte şiir de öyle bir şey.
                      
                        Şiir; ölçü,ahenk ve güzelliktir.Güzelin tarifi yoktur(güzel izafidir)diye herkes şiire ayrı bir tarif getirmesin.Edebiyatımızda yıllara meydan okuyarak ayakta durabilen şaheser şiirler;bize, ben buradayım diyerek haykırmaktadır.Şiir; kendini sevenlerin kalbinde kötülük bırakmaz,kalbini temizler.Şiir; kendini oluşturan kelimelerin üstünde bir şeydir.Körlere fili tanıtmak istemişler ve körler fili elleyerek tanımlamaya başlamışlar.Filin bacağını tutan;onu bir soba borusuna, filin kuyruğunu tutan;daha ince bir boruya,filin dişini tutan;sert bir ağaç dalına benzetmiş...Halbuki fil, bunların hepsinin üstünde bir şeydir.Her şeyden önce fil, canlıdır;canı elle tutamayız.Fil, körlerin tek tek  elle tutarak tarif ettiği organların uyumlu bir şekilde bir araya gelmesi ile oluşan ve bunların üstünde bir şeydir.İşte şiir de böyle bir şey. Kendisini oluşturan öğelerin üstünde bir şeydir.Hidrojen yanıcı,oksijen yakıcı, su ise söndürücüdür, ikisinden farklı ve ikisinin üstünde bir şeydir.Su azizdir,su hayattır.

                          Sıradan kelimeler;şiirde ölümsüzleşir.Şiire vezin ve kafiye ile gelen ahenk,bu kelimeleri ölümsüzleştirir.Yalnız kafiye ve vezin  şiir demek değildir ama bunlar şiirin önemli unsurlarıdır.Vezin ve kafiyesi olmayan şiirler günümüzde o kadar çoğaldı ki sıradan mektupları şiir diye okuyanlar var.Şiiri bu hale getirenlerin kulakları çınlasın…Şiir; ucuz yoldan şair olmak isteyenlere geçit vermez.Şiir üstün idrak ve en şuurlu anlatımdır ki en kısa yoldan en etkili anlatımı sağlar.İstiklal Marşı’nın, Çanakkale Destanı’nın yüzlerce açıklamasını okursunuz ama hiçbiri  orijinal metnin tadını veremez.Yavuz Sultan Selim’in (Şah İsmail’e) yazdığı VEZN-İ AHİR(benim sitemin “ŞİİR SOHBETLERİ” adlı bölümünde “EŞSİZ ŞİİR” adlı bölümde yayınladım.)  adlı eseri de Türk ve Dünya Edebiyatında tek, eşsiz olma özelliği ile şaheserdir.Harika şiirler illa ki bir yönüyle  diğerlerinden ayrılmakta okuyucu ve dinleyicisinin ruhunda büyülü sözler olarak yankılanmaktadır.
                         
                           Şiir, şiir gibi yazıldığı müddetçe en kısa, en harika, en etkili anlatım yolu olarak kalmaya ve tılsımıyla bizleri cezp etmeye devam edecektir.